Bilgicilik Akımı.
Bilgicilik Akımı.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. San'atı mugalâta, Fr. Sophistique, Al. Sophistisch, İng. Sophistical, İt. Sofistico). Antik çağ Yunan felsefesinin eleştiri akımı... İnsan düşüncesinin temeli antik çağ Yunan düşüncesiyse antik çağ Yunan düşüncesinin en parlak çağı da bilgicilik (sofizm) çağıdır. Bu çağa hklı olarak "antik aydınlanma çağı" denilmiştir. İlk düşünür sayılan Thales'ten beri ortaya atılmış olan sayısız varsayımlar, sonunda, insan zekâsını şahlandırmış ve bütün olup bitenleri yeni baştan gözden geçirerek kıyasıya eleştirmeye yöneltmişti. Bilgiciler, insanı amaçlamışlar ve onu bütün yapma bağlardan kurtarmaya çalışmışlardır. Gerçekleştirmek istedikleri, her türlü insansal yasanın (nomos) yerine doğal yasayı (physis) koymaktır. Onlara göre, "İnsan, her şeyin ölçüsüdür". Onlara göre bilgi, teorik bir merak değil, pratik bir yarardır. XVIII. yüzyıl aydınlanması nasıl Kant'ı yetiştirecek koşulları hazırlamışsa, bilgici aydınlanma da Sokrates-Platon-Aristoteles üçlüsünü yetiştirecek koşulları hazırlamıştır... Bilgiciler, şüphe ve eleştirinin gereği saydıkları tartışma yöntemiyle çalışmışlardı. Nitekim onların arasından yetişen Sokrates'in de felsefe yöntemi buydu. Yöntemin usta olmayanlarca kötüye kullanılması bilgicilerin zamanla küçümsenmesine yol açmış ve bilgicilik, Osmanlıca karşılığında da görüldüğü gibi safsatacılık, boş sözcülük, kandırmak ya da alay etmek için yapılan mugalatacılık sayılmıştır. Gerçekte bilgiciler, diyalektik tartışma yöntemini Sokrates kadar ustalıkla kullanmışlardır. Platon'un yazdığına göre, "Protagoras, güzel ve uzun konuşmasını başardığı kadar sorulara kısa karşılıklar vermesini ve kendi sorduğu bir sorudan sonra verilen karşılığı dinlemesini ve düşüncesini açıklamayı pek iyi bilen bir kişiydi". Usta bilgiciler başta Protagoras (İ.Ö. 485-411) olmak üzere Gorgias (İ.Ö. 480-375), Antiphon, Hippias, Alkidamas, Lykophron, Kallikles, Prodikos, Kritias, Simonides'tir. Bunların hepsi İ.Ö. V. yüzyılda yaşamışlardır. Bilgiciler hemen her konuya el atmışlar, doğadan başka her şeyden kuşkulanmışlar, göreci düşünceler ileri sürmüşler ve bütün yapma kurumları eleştirmişlerdir. Protagoras'a göre düşünce, duyuların sonucudur. Duyularımızla elde ettiğimziin dışında başkaca bir bilgiye erişemeyeceğimiz için ilk nedeni araştırmak boşunadır. İnsan, kendisi için erişilebilecek tek şeyle, kendisiyle yetinmelidir. Size nasıl geliyorsa öyledir. Prodikos'a göre tanrılar politik hesaplarla ileri sürülmüş uydurma kuruntulardan ibarettir. Simonides'e göre resim sanatı, susan bir şiir sanatı, şiir sanatı konuşan bir resim sanatıdır. alkidamas'a göre yasa ve geleneklere karşı en sağlam kale, felsefedir. Gorgias'a göre hiç bir şey yoktur, varsa bile bilinemez, bilinse bile anlatılamaz... Bilgicilik terimi, bilgeliği yeğleyen öğreti, sonradan bilgi öğretmeni, Protagoras'a göre önce siyasette yararlı olma sanatı, daha sonra söz söyleme sanatı 'retorik) anlamlarını kapsar. bkz. Bilgi, Bilgicilik, Bilgelik.